31 Aralık 2015 Perşembe

Heey! DÜNYALI...

Ne çok şeyin sığdığı bir yıldı...
Ama ben koca yılın bakiyesi almak yerine yeni bir gelişmeyi duyurmayı tercih ediyorum.

Bilenler bilir, yaklaşık iki yıldır farklı bir çocuk dergisi çıkıyor. Dünyalı Dergisi. Eğer şimdi duyduysanız güzel haber. Çünkü artık TÜBİTAK'ın Bilim Çocuk Dergisi'nden kurtulabilirsiniz. Nihayetinde içinden ne çıkacağı belli olmaz. Tersine Dünyalı güvenebileceğiniz bir dergi.

Bu ay 20. sayısı yayınlanan dergi giderek gelişkin bir forma kavuşmuş durumda. Çocukları bilimle, sanatla ve hayatla tanıştıran bir dergi. Çocuklarla konuşan dergi alışılmış hitap biçiminin dışına çıkıyor. Değinilmeyen konulara değiniyor ve farklı materyaller üretiyor. Bir yanıyla hep yeniliği arayan bir yayın. Öyle geniş alanlarda geziniyor ki mutlaka bir yetişkin olarak içeriğinde şaşıracağınız bir şeyler bulabilirsiniz.

Ben de evrim köşesi ile artık Dünyalı'dayım. İçerikteki temel eksen doğanın ilişkiselliğini, çeşitliliğini, tarihini sunmak, algılanmasını sağlamak. Bu aylarda köşede "Arada Kaldım" teması ile farklı canlıların derinlerde olan ortaklıklarını gösteriyoruz. Farklı biçimleri de ileride deneyebiliriz. Ayrıca içeriği çizgi öykülerle renkli hale getirmeyi mümkün olduğunca sürdürmek istiyoruz.

Keyifli okumalar...


14 Aralık 2015 Pazartesi

Çocuklara yönelik evrim kitapları önerileri



Bizim nesil, ne kadar şanslı olduğunun farkında olmadan, harika TÜBİTAK kitapları ve Bilim ve Teknik dergileri okuyarak büyüdü. Merakımızı ve sorgulamamızı en azından doğa bilimleri alanında bastırmak zorunda kalmamıştık. Geçtiğimiz 10 yılda ise Türkiye’de hükumetin tırmandırdığı sağcı-islamcı politizasyon yüzünden, TÜBİTAK’ın toplumdaki bilim okur-yazarlığının gelişmesine dair yaptığı bu çok önemli katkısı git gide kayboldu.

TÜBİTAK’ın içine doğru müdahale ne zaman başlamıştır ya da kurum daha önceden ne kadar özgür hareket edebiliyordu? Başka bir tartışma. Topluma yansıması ise 2009 yılında Bilim ve Teknik Dergisi’nin “evrim” konulu kapak ve dosyanın sansürlenmesiyle oldu. Ardından popüler bilim kitaplarının yelpazesi yavaşça daraltıldı. Şu anda çok az gençlik ve yetişkin kitabı basılıyor.

Günümüzde bu sansür “kültüre uygunluk ve yerellik testi” ile birlikte çocuk kitaplarına kadar uzanmış durumda. Zaten resmi müfredatın vasat içeriği bilimsel bilginin ve sorgulamanın çok eksikli olduğu bir program sunuyor. Dolayısıyla çocuklara bilimin heyecan dolu dünyasının kapısını göstermek tamamıyla öğretmenlerin, velilerin ve aydınlanmacı insanlar üzerine kalan bir sorumluluk haline geldi.

Bu konuda gönüllü olanlara, evrim konusunun müfredatta ve kitaplardaki yeri, içeriği üzerine çalışmış bir eğitimci olarak birkaç öneri yapmak istiyorum. Resmi damganın dışına çıkan bilim kitaplarını takip edebilirsiniz. Birçok nitelikli belgeselin çevirisi yapıldı; bunları okulda, evde izleyebilirsiniz. Bilimsel içerikli elektronik oyunları çocuklara tanıtabilirsiniz. Doğa tarihi müzesi her kentte yok; ama arkeoloji müzeleri çok yaygın, oralara gezi düzenleyebilirsiniz. Ve tabii doğa gözlemine çıkabilir, doğal yaşamın devinimini seyredebilir, gözlemlerinizin kaydını tutabilirsiniz.


1- Evrim kuramının ve örneklerinin bilimsel bir içerikle aktarıldığı çeşitli başvuru kitapları,

* Yaşamın tarihini bilimsel bulgular ve onların illüstürayonları ile aktaran, elinizden kolayca bırakamayacağınız bir kitap:
Evrim Atlası – Peter Barrett, Douglas Palmer

* Darwin’in Türlerin Kökeni kitabının çizgi roman haline getirilmiş ama bilimsel özünü koruyabilmiş bir kitap:
Charles Darwin Türlerin Kökeni – Michael Keller

* Sorularla evrim fikrinin ortaya çıkışını ve ardından Darwin’in tarihsel yolculuğunu anlatan, güncel bilimsel gelişmeleri içeren bir kitap:
Evrim Devrim – Robert Winston

* Çok basit ifadelerle özü kaçırmadan yaşamın tarihinin anlatıldığı ve yaşam kavramının doğmak, büyümek, türler arası ilişki gibi boyutlarının açıklandığı bir kitap:
Adım Adım Yaşam – Jean Benoit , Robin Gindre

* Türlü canlı yaşamını anlatan kitaplar (benzer kitapları siz seçebilirsiniz):
Yaşam Ağacı – Rochelle Strauss,
Maymun Manzaraları – Zelal Özgür Durmuş,
Yağmur Ormanları – Lucy Beckett,

2-  6-9 yaş aralığında okunabilecek kitaplar,

* Kivi kuşunun diğer kuşlardan farkını açıklamak için zaman yolculuğuyla evrim macerasını anlatan oldukça ilgi çekici bir kitap:
Kayra ile Kivi – Peter H. Reynolds

* Çocukların gündelik hayatın içerisinde evrimle ilişkisini kurabileceği durumların bir hikaye içinde aktarıldığı seri:
Gizem Çözen Kaşifler – Zelal Özgür Durmuş
Yaşlı Dünya Güncesi – Zelal Özgür Durmuş

* Evrim kuramını kanıtları, örnekleri ile birlikte anlatan, dilinin ufak arızalarının mazur görülebileceği bir kitap:
Evrim Öyküsü – Steve Jenkins

* İnsanın evrimini kanıtlara dayanarak sade bir dille anlatan kitap:
Tarih Öncesi İnsan – Anne Jonas

3- 10-15 yaş aralığında okunabilecek kitaplar,

* Ülkemizde Karain Mağarası’nda mağarada yaşanan döneme ait kalıntıların bulunması üzerine çocuklara yönelik yazılmış seri:
Zaman Bisikleti – Bilgin Adalı

* Aile içi yaşantı çok standart tasvir edilmiş olsa da kuş gözleminin heyecanını verebildiğini düşündüğüm bir kitap:
Yedikır’ın Kuşları – Koray Avcı Çakman.

* Afrika’da yaşayan bir goril ailesinin gözlemi ardından onları gözleyen insanlar hakkında ne hissediyor olabilirler diye akıl yürüten bir kitap:
Büyümek İstemeyen Goril – Jill Tomlinson

* İnsanların Dünyanın dört bir yanında uydurduğu söylencelerle birlikte gerçeğin çözülmesiyle doğa büyüsünü kayıp mı ediyor diye soran bir kitap:
Gerçeğin Büyüsü – Richard Dawkins

4- TÜBİTAK’ın artık birçok kitabının baskısı bulunmuyor. 2009 sonrası ilk basımı yapılanlar ise daha çok törpülenmiş bir dile sahip. Ama sahafta veya elektronik olarak arayıp bulabileceğinizi düşündüğüm kitap önerileri,

Evrim – Linda Gamlin
Fosiller – Paul D. Taylor
Ayak İzlerinin Esrarı, Geçmişin Anahtarları, Kaybolan İpucu – B. B. Calhoun
Tuhaf Bu DNA’lılar, İşte Dünya – Billy Aronson
Biz Hücreyiz, Kısaca Ona DNA Denir – Dr. Fran Balkwill, Mic Rolph

18 Kasım 2015 Çarşamba

İlk Okuma Kitabı - Evrim Üçlemesi

Doğanın macerasından bilim macerasına yolculuk!

Çocuklara evrimi algılatmak için yeni bir hikayeler serisine başladık. GÇK -1. kitap, canlıların ortak ata bağı, yani akrabalık ilişkisi üzerinde duruyor. YDG -2. kitap, yerküredeki canlı çeşitliğinin devasa zenginliği üzerine düşündürüyor. ZGM -3. kitap ise dünyanın değişiminden canlılara uzanan yol üzerine eğiliyor. 

Hikayelere siz bir bakın. Ama çocuklara izin verin içini dışını, etiketini çizgisini okusunlar. Sağına soluna kendi gözlemlerini, duygularını yazsınlar. Meraklarını gerçekle sınayarak ömür boyu diri kalsınlar. 







Gizem Çözen Kaşifler 
"Kasabanın çocukları kulüp yarışması için toplandılar. Bir gizemli doğa sorusunu daha çözmeleri gerekiyor. Her yer karış karış incelenmeli. Hiçbir şey gözden kaçmamalı. Tüm evler, parklar, müzeler, canlılar cevabı saklıyor olabilir. 
İpuçlarını toplayıp doğru sonuca ulaşanlar kaşif olabilir. Ama gerçekler çok karışık da gelebilir.
Bu evrim macerasına sen de katılmak ister misin?"









Yaşlı Dünya Güncesi
"Dünyanın en yaşlı güncesi Üstat’ın elinde parlıyor. Her bir sayfada, eski çağlardan en uzak kıtaya kadar yaşam yazılı. Okurken canlanan güncenin içinde çocuklar hiç görmedikleri yerlere gidiyor, farklı canlılarla tanışıyorlar. Yaşamın gittikçe düşündüklerinden daha tuhaf olduğunu fark ediyorlar.
Bu evrim macerasına sen de katılmak ister misin?"







Zaman Gezginleri Müzesi
"Çocuklar gösterişli müze kapısının önünde duruyorlar. Zamanda yapacakları yolculuk için hazırlar. Dünya'da neler değişmiş, kayaların içine neler kaydedilmiş, ne çeşit kalıntılar keşfedilmiş inceliyorlar. Değişimin canlıları da etkileyen sırrını çözmeye çalışıyorlar. Zamanla her şey mi değişiyor?
Belki de...
Bu evrim macerasına sen de katılmak ister misin?"

7 Ekim 2015 Çarşamba

Bize ait bir yazı...

Dün okumuştum onu. Beni okuduğundan mutlu olarak. O da mutlu olmuştu benim Nazım okuduğumdan. Hayatın değişeceğine olan inancımdan, bunun dizelere dökülmesinden mutluydu. Ben, beni anlamasından mutluydum.


Sonra bugün oldu. Onunla ilgili bir haber okudum. Böyle öğrendim bir yıldızın daha kaydığını. Belki son sözlerinden birisi olmuştum, son düşündüklerinden birisi. Belki o an yeniden umutlanmıştı, minik bir kıpırdanma olmuştu, bir serinlik hissetmişti...


Bizi birbirimize sarmalayan insanın ve kelimelerin güzelliğiydi.


Sennur Sezeri'in okul öncesi, çocuk ve gençlik kitapları alanına yönelik elektronik olarak çıkan İyi Kitap'ın 77. Sayısı'ndaki yazısını aşağıda okuyabilirsiniz.




Hepimiz Afrikalıyız!

   Bilirsiniz ya da duymuşsunuzdur; ünlü bir şairin bir dizesinin daha genç bir şair tarafından şiirine katılması, ünlü bir yönetmenin bir sahnesinin daha genç bir yönetmence kendi filminde yinelenmesi gençlerin ustalarına saygı duruşu sayılır.

   Zelal Özgür Durmuş, çocuklara yapısı insanları çok hatırlatan maymun ailesini anlatırken böyle bir saygı duruşuyla başlamış kitabına:
“Haydarpaşa Garı’nda
Deniz kokan merdivenlerde
Nâzım Hikmet
oturmuş düşünüyor”

   Zelal Özgür Durmuş, Nâzım Hikmet’e saygı duruşunun ardından, 5 yaşından 64 yaşına bir insanın düşüncelerinde maymunları, evrimi ve yaşamı anlatıyor bize.

   Kahramanımız beş yaşında, sokağındaki canlıları birbiriyle karşılaştırmaya çalışıyor. On beş yaşında şempanzelerin ceviz ayıklamasının insanlarla benzerliğini fark ediyor. O arada da “evrim” olgusu geliyor aklına. Yani canlıların gelişerek ve yaşadıkları yere göre değişerek ilerlemesi.

   Ortak bir atadan gelen binlerce canlı. Eminim şimdi siz de sorular soruyorsunuz, merak ediyorsunuz: “Nasıl bir canlıyla atam ortak olabilir benim? Kuşlar uçuyor, ben uçamıyorum; kedinin tüyleri var, benim yok. Benim akrabalarım hangi canlılar?”

   Sonra yaşamın başlangıcını fısıldıyor bize yazar: Önce hücreler, daha doğrusu hücreleri oluşturan moleküller, bütün canlıların ortak yapı taşı.
“Moleküller yüzmüş en eski sularda.
Birleşmiş, itişmiş.
Biçim biçim yağ damlasına dizilmiş.
(...) Ayrılmamış, çoğalmış damlalar.
Tek vücut olmuş hücreler.”

   Sizi bilmem ama ben hemen soruyorum; “Ne zaman olmuş bu büyük değişim?”

   Kitapta yirmi üç yaşındaki delikanlı “Dünya üç bin milyon yaşındayken” diye cevaplıyor beni.

   Ben susup kalıyorum. Dünya ne kadar yaşlı. Canlılar ne kadar genç. O sıra bir yosun tırmanıyor masama. Kitaptaki denizden. Karaya tırmanan ilk yosun bu olmalı. Onu artık örneği kalmamış bir balık izliyor. Ayaklı bir balık. Bir, iki, üç, dört ayağı var. Balığın önünden bir kız böceği uçuyor. Alnıma konuyor. Uff...

   Uyuya kalmışım meğer. Başım masaya çarpıyor. 

   Kitabı kapatmak istiyorum ama öykünün sonunu da merak ediyorum, hani maymunlar vardı? Bu koca bir dinozor resmi... Bir de göktaşı. En iyisi yarın okumalı kitabı.

   Okudum. Okudum da neler öğrendim. Mesela hepimizin bir şifresi var, vücut şifresi: DNA. Bilim adamları canlıların kimlerle akraba olduğunu, yaşam özelliklerini bu DNA denen parçacıklardan öğreniyorlar. Meğer bizim DNA’larımızın büyük kısmı aynıymış maymunlarla. Hem maymun ailesi “primatlar” ne kadar kalabalıkmış: Hortumlu maymun, makak, resus makak, babun, vervet, tamarin, marmoset, gececi, saki, kapuçin, tarsiyer, lemursu, sifaka lemuru, gibon, orangutan, goril, şempanze...

   Hangisi beni kendine yakın sayar? Hindistan’da çatılarda yaşayan, yiyecek toplayan maymunlar varmış. Hangisi bizim evde yaşamayı ister? Elleri ellerime benzese de, annemi dinlemeyi göze alır mı?

   DNA’lar bir yana, primatlarla ellerimizi kullanışımız da benziyor galiba.

   Dört milyon yıldır ayaktaymış insanlar. Dört milyon yılda şehirler kurmuş. Şehirler yıkmış. Ama en eski insan fosilleri hep Afrika’da bulunmuş. İnsanlık buradan yayıldı dünyaya o halde!

Nâzım Hikmet bir şiirinde şöyle seslenmişti bize:
“…bakmayın mavi gözlü olduğuma ben Afrikalıyım”

 Ve Zelal Özgür Durmuş kitabının sonunda bir selam da buradan göndermiş usta şaire.
“Ve torunu, Hepimiz Afrikalıyız! Diye düşündü on yaşında.”

Çocuk haklı mı?

SENNUR SEZER

3 Temmuz 2015 Cuma

Maymun Manzaraları


Bu kitap maymun türleriyle, oyunbazlıklarıyla, insana olan benzerlikleriyle tanışmak için eğlenceli bir yol.
Üstelik mini canlılık tarihi de içinde...

24 Şubat 2015 Salı

Kuş Gözlem Atölyesi ve İmza Günü

Doğanın içindeyiz. Biraz önemseyerek bakmamız yeterli. Doğanın şarkıcısı kuşları dinlemek, uçuşlarını seyretmek ise iyi bir başlangıç olabilir. Uçuşlarındaki edayı, davranışlarındaki inceliği, tüylerindeki renkliliği görmek sizleri gerçeğin muhteşemliğinin içine çekecek. Gelin ağaçlardan gökyüzüne, gökyüzünden denizlere yayılmış Anadolu kuşlarıyla tanışalım.

7 Mart Cumartesi, 15:00
NHKM İstanbul 


1 Şubat 2015 Pazar

Bilimin ahenkli dili

Çocuklara yönelik kitap yazma düşüncem bir yanıyla onlarla yaptığımız bilim atölyelerinin bir ürünü… Diğer yanıyla ise bilim alanında ve doğada yaşanan sorunların yaygınlaşması ve süreklileşmesine karşı erken yaşlarda bilinçlenmeye katkı sağlamak için… Doğanın ve aklın özgür kalması için yeni, özgün yollar aramak benim temel motivasyonum.

“Doğadayım” dizisinin ortaya çıkmasındaki ana fikir, doğada yaşayan farklı canlılara dikkat çekmekti. Canlıların diğer canlı ve cansız doğayla ilişkisel bütünlüğünü gösterebilme ekseni etrafında dolandım. Bunun için bilimsel bilgi ve gözlemin yazı ve çizimlerle aktarılmasını sağlamaya çalıştım. Çizer ile bu düzlemde bir diyalog kurduk. Ama kitabın bir ansiklopedi gibi salt bilgilendirici olmaması, bunun yerine okuyanın gerçeğin kendisi üzerine düşünmesini, merak etmesini sağlatması gerekiyordu.



Ve tabii doğanın insanla ilişkisi önemli. Bu noktada edebiyat giriyor devreye. Doğaya baktığımızda hissettiğimiz duygulanımın ifade edilişi edebi biçimi çağırıyor. Aramızdaki ilişkinin ilerleyişine dair düşünsel gelişimi ise yine yazılı dilin gücüyle anlatmak mümkün.

Bu seriyi okurken kimi yazarların kitaplarına referans verildiğini göreceksiniz. Artık hangi edebi eser, okuduğum bilimsel bir yazıyı ya da doğa gözlemi anlarımı hatırlatıyorsa ya da tam tersi gerçekleşiyorsa oradan ilerliyorum. Cemal Süreya “aritmetik iyi, kuşlar pekiyi” dediğinde, benim aklımı “neden kuşların çeşitlerini bu kadar az kişi biliyor” fikri kurcalamaya başlıyor. Nazım Hikmet’in “Memleketimden İnsan Manzaraları”nı okuduğumda “neden yakın akraba türlerin yaşam süreçlerini bilmiyoruz” diye düşünmeden edemiyorum.

Burada tekrar bilimsel verilere dönüyoruz. Yaşamın tarihini, evrimsel süreçleri ne kadar biliyoruz? Doğanın devinimiyle ortaya çıkan biyolojik çeşitliliğin ne kadar farkındayız? Bu çeşitliliğin ürettiği zengin olguların düşüncelerimizi şaşırtacak boyutlarıyla tanıştık mı? O zaman gerçeklerle tanışmak, doğanın olasılıkları üzerine düşünmek için öykülü, şiirli kitaplar yazılsın.


“Bizim Kuşlar” kitabı özelinde söyleyebileceğim ise Anadolu coğrafyasında geçiyor, zaman gerçek zamana eş, karakterler sakadan yelkovana, ibibikten ebabile dek uzanıyor. Hatta dinozorlara bile rastlayabilirsiniz ama bunu için kitabın sonunu beklemeniz gerekiyor.

Ayrıca metin içerisinde birçok soruya cevap bulabilirsiniz ya da bazı sorular aklınızı kurcalayabilir. Hangi kuşu nerede, hangi mevsimde görebiliriz? Kuşların görünüşlerindeki farklar, davranışlarındaki farklar nelerdir? Gece gündüz demeden kuşlar sürekli uçabilirler mi? Uçmak yerine yüzen, koşan kuş hangileridir? Tüyler bir tek kuşlarda mı bulunuyormuş? Dişsiz bir gaga mükemmel olmasa da kullanışlı mıdır? Cevaplar genç okurlardan gelsin.

Kitaptaki çizimlerin kuşların gerçek halleriyle örtüşmesi, ahenkli yazıların dile dolanması çocukların yolda yürürken kitapsız dahi kuşları tanımasını kolaylaştırabilir. Ama yine de size, doğa gezisine çıkarken ya da kent içinde turlarken kitabı yanınıza almanızı ve çocuklarla kuşları incelemenin keyfini sürmenizi öneririm.

14 Ocak 2015 Çarşamba

Bizim Kuşlar


Kuşları, evrimi, tekerlemeleri sevenlerin
elinden, dilinden düşmesin...